Translate

16 Şubat 2015 Pazartesi

ÇIKARIM MERDİVENİ

İNSAN…. Doğaya ve türüne en çok zarar veren canlılar şüphesiz ki İNSANLAR. Ne desek, ne söylesek içimizdeki öfkeyi, üzüntüyü anlatamadığımız günleri yaşıyoruz. Gün geçtikçe öldürülen onca masum insan… Tek suçu, dolmuşta yalnız kalan Özgecan! Bu hayallerini yaşayamayan, canice katledilen Özgecan için, toplumda böyle zihniyete sahip insanlar oldukça vereceğimiz masum kayıplara, belki de o kişi ben olabilirdim diye geçireceğimiz günlere büyük sitem, tarif edilemez öfke!  Özgecan’ı katleden “yaratık” benim nezdimde insan olamaz. Ülke olarak öfkemizin ve üzüntümüzün rengi siyah, simsiyah bugün!
                Okulda çocuklarımızın mutlu olması için, hayallerini gerçekleştirebilmeleri için en önemlisi kişiler arası ilişkilerini güçlendirerek, birbirlerine saygı duyacakları etkinlikler hazırlayarak topluma, ailesine, vatanına, değerlerine sahip çıkan saygı duyan etkin bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. Öğrencinin akademik başarısı elbette gelecektir, ancak akademik başarıdan da önce insanlık başarılarının önemi üzerinde özenle durulmalıdır.
                Daha önce uyguladığım, “Şebnem’in Sınıfı” blogundan yararlandığım, “Arkadaşlık Çıkarım Merdiveni” etkinliği kişiler arası ilişkileri güçlendirmek adına uygulanılabilir. Biz öğretmenler, yaptığımız her davranış, söylediğimiz her kelime ile öğrencilerin ruhuna dokunuyoruz. Bu nedenledir ki Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk: “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” güzel sözünü söylemiş.
Özgecan’ın yaşadığı acılar, geçirdiği korku dolu anlar, ailesine yaşatılan bu büyük acı; sevgi, saygı bilmeyen insanlık değerini almamış caniler tarafından yaşatıldı. Üzgünüz, öfkeliyiz, bu canilerin durması, yok olması için yaptırımların büyük olması gerektiğine inanıyoruz. Bir bayan olarak toplumda korku dolu anlar yaşamak, toplumda geri plana atılmaya çalışma bugün bunları yaşamamıza etken oldu hep.
        Erkeklerin egosunu sürekli pohpohlarken kızlarına: “Sen dur, sen kızsın! Abin eve geç gelebilir ya da kardeşin ama sen geç gelemezsin.” derken ister istemez erkek çocuklarınızın eline orantısız güç verdiniz. İlk olarak şu düşünülmeli kız erkek ayırımı yapmadan bir birey olarak kişiler arası etkileşimi değerleri, saygıyı…  İyi yetiştirin çocuklarınızı, karıncayı bile incitemeyecek kadar iyi, saygılı… Kişisel kabul alanını aşmamayı öğretin! Çocuklara nasıl örnek olursanız öyle gider. Boşuna dememişler bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur. Yedisinde iyi yetişsin ki bu çocuk yirmisinde, otuzunda, kırkında, ellisinde, yetmişinde canileşmesi! Başımız bir kere daha sağ olsun, bunlar artık son bulsun Türkiyem! L
                “Arkadaşlık Çıkarım Merdiveni” üç basamaktan oluşuyor; gördüm, hissettim, karar verdim. Gördüm basamağında, öğrencilerin seçtiğiniz görselleri yorumlamasını istiyorsunuz. Hissettim bölümünde, dağıtmış olduğunuz postitlere görsellerden neler hissediyorsa yüz ifadesini çizmesini istiyorsunuz. Karar verdim basamağında ise öğrencilerin yapılan olumsuz davranış karşısında ne yapabileceğini düşünmesini ve aldığı kararı postite yazmasını istiyoruz. Son olarak sınıfa bir arkadaşın geldiğini söyleyerek çizdiğiniz bir yüzün etrafına öğrencilerin hediyelerini yapıştırmasını istiyorsunuz. Yönergeyi şu şekilde veriyorsunuz: “Sınıfımıza yeni bir arkadaşımız gelecek, bu arkadaşımız çok tedirgin kendini yabancı hissediyor. Sizin de arkadaş ilişkilerinde çok iyi olduğunuzu bildiğim için ona bu sınıfta güzel ortamlar oluşturacağınıza inanıyorum. Şimdi arkadaşınızı iyi hissettirmek için bir etkinlik yapacağız, sınıfa arkadaşınız geldiğinde ona ne hediye etmek isterdiniz? Hediyelerinizi postitlere resim çizerek arkadaşınızın etrafına yapıştırmanızı istiyorum.” (Etkinliği uzun bir süre önce uygulamıştım, ama bugün paylaşmak istedim. )

Davranış çıkarımını hayat bilgisi kazanımı içerisinde birçok konuda kullanabiliriz. Biz öğretmenlere düşen görev güzel çocuklar yetiştirebilmek. Bunun yanında okul- aile işbirliği içinde yeni nesli  Atamızın izinde güzel Türkiye haline getirebilmek için haydi el ele Türkiye…
*Arkadaşlık Çıkarım Merdiveni uygulaması için "Şebnem'in Sınıfı" blogundan yararlanılmıştır.

13 Şubat 2015 Cuma


ŞU ELİN HALLERİNE DE BAK! :) 

           Merhabalar, mutlu çocukların var olması için durmadan çalışan, çabalayan güzel insanlar… J Bugün, Yasemin Demir Öğretmenimin ismin halleri ile ilgili geliştirdiği etkinliği paylaşacağım, güzel bir fikir ve tabii ki paylaşmadan edemedim. Etkinliği dersine girdiğim 2- C sınıfına da uyguladım.  Gerçekten çok keyifli bir ders süreci geçirdik.
Öncelikle ismin hallerini bir elin beş kardeşi ( beş parmak) olarak düşünüyoruz. Öğrencilere, "ismin halleri” ifadesini hiç kullanmıyoruz. Öğrencilerin bu bilgiye çıkarım yaparak ulaşmalarını sağlıyoruz.
Öğrencinin dikkatini bir ders saati boyunca tutabilmek için giriş bölümünde yer alan dikkat çekme aşamasının, önemli olduğu düşüncesindeyim. Bu nedenle giriş bölümü, her zaman için öğrencinin dikkatini çekmeli ve öğrenciyi derse güdülemelidir, diye düşünürüm. Öğrencinin dikkatini çekebilmek için bu bölümde, Yasemin Öğretmenimin, ismin hallerini hikâyeleştirmesi çok hoşuma gitti. Tam da öğrencilerin dikkatini çekebilecek bir giriş olacaktı. Hikâyemiz ise şu şekildedir:
Günlerden bir gün başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmak ve serçe parmak (beş  kardeş) çok kavga etmiş. ( Burada bu beş parmağın, kardeş olduğu söylenir.) Aslında bu beş   kardeş hep kavga ederlermiş. O gün de kardeşler oyuncak kavgasına tutuşmuşlar. Hemen hemen her gün kavga etmelerinden sıkılan babaları, bu beş kardeşe bir ders vermek istemiş. Onları kimsenin olmadığı ıssız bir adaya götürmüş. Adaya çocuklarını bırakırken adadan kurtulmalarının mümkün olduğunu ellerine on beş kelimenin yer aldığı bir kâğıt bırakacağını söylemiş. Kâğıdı bırakırken de kâğıttaki kelimelerin ortak bir özelliğinin olduğunu, eğer şifreyi çözerlerse adadan kurtulabileceklerini söylemiş ve gitmiş.
Hikâyemiz burada kesilir ve hikâyede verilen on beş kelime ismin hallerine göre sınıflandırılır.
        ( Ders boyunca tahta aşama aşama kullanılmıştır. Dersin geliştirilme bölümünün son halidir. )

Burada öğrencilerin ismin yalın halinde ek almadığını ve diğer kelimelerde eklerin olduğunu bulmaları için yönlendirici sorular sorulur.
Dersin bu sürecinde öğrenciler, ipucunu bulmak için pür dikkat derse odaklandı. Bir öğrenci her üç kelimenin bir parmak olduğunu söyledi. Sınıflandırmasını istediğimde ek almayan kelimeye başparmak( dersin ilerleyen bölümünde ismin yalın haline başparmak diyecektim ve öğrencinin bunu yakalamasına bayıldım. J ) Sonrasında bir öğrenci ise üç kelimenin ek almadığını diğer kelimelerin ek aldığını söylediğinde, işte o an benden mutlusu yoktu. :) Öğrenciler aslında ismin hallerini yakalayabilecek seviyede sadece bu kurala, “ismin halleri” denildiğini bilmiyorlardı. Şimdi ise sıra bu ekleri açıklamaya gelmişti.
Bu aşamada ismin hallerini öğrencilere vermeye başlıyoruz. Başparmağın gerçek adının, ismin yalın hali olduğunu anlatıyoruz. Hikâyeye geri dönerek: Başparmağın, diğer kardeşlerinden ayrı kalmak istediğini, yapayalnız kalmak istediğini söyledim. Bu nedenle hiç ek almayacağını, belirttim. J Diğer kardeşlerin birlikte karar aldıklarını ek almaya karar verdiklerini ve her birinin farklı ekleri olduğunu, söyledim. Yönelme hali ekini anlatırken bir nesneye yönelerek, belirtme hali ekini anlatırken nesneye vurgu yaparak, bulunma hali ekini ve çıkma hali ekini de örneklerle, günlük hayat ile ilişkilendirerek anlatmaya çalıştım. Somut işlemler döneminde olan miniklerimize somutlaştırarak öğretmek için canlandırmalar yaptım.  Bir durumu anlatmak için ekleri kullandığımızı, bu eklerin bize nerede olduğumuzu, neyi anlatmak istediğimizi öğrenmede yardımcı olduklarını söyledim.
Şimdi ise tüm öğrencilerin en sevdiği bölüme geldik. Kes, yapıştır! J İnteraktif defter çalışmalarını hemen hemen her dersimizde kullanarak dersi öğrencilerin gözünde keyifli hale getirdiğimizi düşünmekteyim. İsmin hallerinin yer alacağı ellerden oluşan interaktif çalışmalarımız aynı zamanda dersimizin bir değerlendirme aşamasını da oluşturmaktadır. Öğrencilerin ismin hallerine örnekler vermelerini istediğimiz parmaklar, öğrencilerin neyi, ne kadar öğrendiklerini de görmemizi sağlamaktadır. Değerlendirme aşaması hem öğrencilerimiz için hem de biz öğretmenler için çok önemlidir. Öğrenciler, geri bildirimlerle yanlışlarını düzeltip doğru sayılarını arttırdıkça kendilerine olan güven duyguları artacak, öğrenmek için çabalayacaklardır.  Hem de öğretmenin bir sonraki ders için rotasını belirlemesine yardımcı olacaktır. Değerlendirmesinin yapıldığını gören öğrenci ise gizil bir ileti olarak, öğretmenim benim yaptığım çalışmayı , kısaca beni önemsiyor, iletisini alacaktır. Hadi, şimdi sıra keyifli çalışmamızın ürünlerine… J Mutlu kalın… J